Cide, Kastamonu’ya bağlı tipik şirin bir Karadeniz ilçesidir. Batısında Amasra, doğusunda İnebolu, güneyinde Şenpazar ve Pınarbaşı ve kuzeyinde de Karadeniz ile çevrilidir. Cide Turizm açısından, 100 km’lik bir kıyı şeridi ile deniz ve orman turizminde tüm doğal güzelliklerini sergileyen, 12 km’lik tertemiz bir kumsalı bulunan, Gideros ve Gökçekale koyu, Kazallı, Aydos,Çamalti, Uğurlu, Çayyaka, Gilivri ve İlyasbey plajlarıyla paha biçilmez bir güzelliktir.
Tarih boyunca Cide:
Cide’nin hangi isimle nezaman nerede ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte Cide adı tarihi metinlerde ilk olarak Homeros’un ünlü eseri İlyada’ da anılır; “Erkek yürekli Pylaimenes komuta eder Paphlagonialilara, gelmişler yaban katırlarıyla ünlü Enetlerin yurdundan,Kytoros’ta, Sesamos’ta otururlar, Parthenios ırmağı çevresinde kurmuşlardır ünlü saraylarını, kentleri Kromna Aigialos, yüksek Erythinoi’dur.”
Aigialos bugünkü Cide’miz, Kyteros ise bugünkü Gideros’dur. Kromna Cide’nin 28 km batısındaki Kurucaşile, Sesamos’ta Büyük İskender tarafından kraliçe Amastris’e düğün hediyesi olarak verilen şimdiki Amasra’dır.
Aigialos ise Osmanlı döneminde Karaağaç adini alacak olan Cide iskelesidir. Aigialos kentinin kalıntılarının bugünkü liman içersinde kaldığı tahmin edilmektedir.
Yunan şairi Homer’in yaşadığı çağda Paflogonya’nın Cide Ve Kitoros(Gideros) taraflarında Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığı tarihçi Homeros tarafından söylenir. Cide merkezinin sahil kısmında Ceviz dibi adıyla anılan yerde bir saray harabesinin olması Pathenios’ların ünlü sarayının burda olduğunu destekler niteliktedir.
Tarihi kaynaklarda Cide’de Gasgaslar’ın, Paflagonyalılar’ın, Henetler’in, Romalılar’ın,Biazanslılar’ın, Candaroğulları’nın ve Osmanlılar’ın Yaşadığı yazmaktadır. Sümer ve Hitit Uygarlıklarına kadar uzanıp, (M.Ö.5000) birçok uygarlık izlerini taşıyan Cide, 1213 yilinda Selçuklu, 1460 yılında da Osmanlı hâkimiyetine girmiş, Osmanlı döneminde Kastamonu’ya bağlı bir kadılık iken 1868 yılında ilçe, 1874’te de belediye olmuştur. Cide 1291 yılında Candaroğlu Şemsettin Yaman Candar’ın Kastamonu valiliğine atanması ile 174 sene Candaroğulları’nın hakimiyetinde kalmıştır.
1460-1465 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet bu beyliğie son vererek bölgeye hakim olmuştur. Cide 1291 yılında Candaroğlu Şemsettin Yaman Candar’ın Kastamonu valiliğine atanması ile 174 sene Candaroğulları’nın hakimiyetinde kalmıştır.
Cide’nin isminin nerden geldiği tam olarak bilinmemektedir.Rivayetlere göre “Cide” sözcüğü arapça boğaz anlamına gelen “cid” sözcüğünden türemiştir. Bir başka rivayete göre Cide’nin eski isimlerinden biri “klimax”tır. Klimax; merdivensiz yer anlamına gelir.Yani Cide’nin bugün bulunduğu alüvyal düzlük ve sahil kesimi için bu isim kullanılmaktadır. Diğer isimleri ise Osmanlılar döneminde “Karaağaç iskelesi” ve “Uzunkum”dur. Karaağaç iskelesinin Osmanlılar döneminde deniz ticaretinde ve Osmanlı donanmasında önemli bir yeri bulunduğu halk arasında söylenir. Uzunkum isminin ise Köpekkayası Burnu’ndan itibaren batıya doru kesintisiz 11km. olan sahile istinaden verildiği sanılmaktadır. ,
Kaynak: http://cide.blogcu.com/ , http://www.cide.gov.tr/ ,http://www.cidebelediyesi.com